Akademik kadro ilanına nasıl itiraz edilir?
Öncelikle akademik kadro ilanı sürecinin nasıl gerçekleştiği ve hukuki aşamaları bir diğer makalemizin konusu olmuş olup her bir üniversite ilgili bölümdeki akademisyen ihtiyacına yönelik olarak kadro açmakta bunun için resmi gazete de yayınlanan ilanlar ile şartlarını duyurmaktadır. Ancak bu ilanların ilgili yasal mevzuatta belirlenen birtakım şartlara uygun olmaması sebebiyle elbette bir idari işlem olması sebebiyle itiraz edilebilecektir. Bu itiraz için elbette ki bir menfaatin bulunması gerekip ardından ilanın yayınlanmış olduğu tarihten itibaren 60 gün içerisinde ilanın yayınlanmış olduğu üniversiteye itirazda bulunabilecektir.
Akademik kadro iptal davası açma süreci nedir?
Akademik kadro ilanına ilgili kuruma itiraz edilebileceği gibi elbette itiraz yolu tüketilmeksizin dava yolu da tercih edilebilecektir. Bu durumda itiraz için geçerli olan süreyle aynı süre dikkate alınacak olup idari yargıda akademik kadro ilanını veren üniversiteye karşı ilanın iptali için dava açılabilecektir. Uygulamaya bakıldığında genellikle ilgili üniversitelere kadro ilanının iptali için yapılan itiraz başvurularının efektif olmadığı ve bu nedenle sonuç almaya daha elverişli olan dava yolunun kullanıldığı söylenebilecektir. Kadro ilanına dava açma süreci yine kadro ilanının yayınlamış olduğu tarihten başlayıp 60 gün içinde gidilmesi gereken bir yoldur. Bu dava için elbette işlemin iptali ile elde edilecek menfaatin ortaya konulması ve işlemin hukuka ayrılık gerekçelerinin iyi izah edilmesi sonuç alınması bakımından önemlidir.
Akademik kadro ilanında hukuksuzluk nasıl tespit edilir?
Akademik kadro ilanlarında en sık karşılaşılan hukuksuzluklar genellikle uygulamada üniversitelerin kadrolarına almak istedikleri öncelikle adayların şartlarına yönelik olarak özel ilan şartı belirlemeleri ve kadro ilanında başkaca adaylarda olamayacak bu tarz maddelere yer vermeleri olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu tarzda verilen ilanlara kişiye özel kadro ilanları denilmekte olup bakıldığından bunun engellenmesi adına gerekli hukuki düzenlemeler yapılmaya çalışılmıştır ancak buna rağmen halen devam eden şekilde uygulamaların olduğu görülmektedir. Bu şekilde verilen ilanların bir kısmı rahatlıkla anlaşılabilir olmakla bazı ilanlar daha örtülü olarak bu tarz ilanlara çıkabilmektedir.
Bunun yanında kadro ilanlarında görülen hukuksuzluklar objektiflikten uzak ve mevzuatın üniversitelere tanımış olduğu bilimsel kaliteyi artırmak amacına yönelik, bilim disiplinleri arasındaki farklılıkları da göz önünde bulundurarak, objektif ve denetlenebilir nitelikte olabilecek koşulların dışına çıkabilecek her koşul hukuksuz olacaktır. Bu anlamda kanunun düzenlemesi genel kalmakta olup somut duruma göre üniversitelerin yer verdiği hukuksuz ilan şartları tespit edilebilecektir. Bu noktada alanda uzman bir hukukçu olarak tarafımızla iletişime geçilebilecektir.
Kadronun kişiye özel açıldığı durumlarda ne yapılabilir?
Öncelikle yukarıda ifade etmiş olduğumuz gibi üniversitelerin kadro ilanlarında yer verilen şartlar kişiye özel olabilmekte olup bu gibi bir durumun tespiti verilen ilanın içeriğine göre rahatlıkla anlaşılabilmektedir. Örneğin; açıkça bir bir tezin ismine yer verilerek bu konuda bir tez çalışması yapılmış olması yahut özellikle çok dar ve yalnızca bir kişinin çalışması olan bir konuda çalışma yapılmış olması gibi yalnızca belirli bir kişiyi tanımlayacak ve bir gruptan ziyade şahsı içine alacak nitelikteki her şart kadronun kişiye özel açılmış olduğunu göstermektedir. Bu gibi durumların tespiti halinde ilanı veren üniversiteye ilan için itirazda bulunarak başvuru yapılabilecek olmakla birlikte bu noktada pek sonuç alındığı söylenemeyecektir. Bu nedenle üniversiteye herhangi bir başvuruda bulunulmadan doğrudan idari yargıda dava açma yoluna gidilebilecektir.
Bununla beraber elbette Kamu Denetçiliği OMBUDSMANLIK başvurusu yapılarak idarenin hatalı olan bu işleminin tespiti sağlanabilecektir. Ancak önemli belirtilmelidir ki Kamu Denetçiliği Kurumunun almış olduğu kararlar tavsiye niteliğinde olup idare tarafından herhangi bir hukuki bağlayıcılığı ve uygulama zorunluluğu yoktur.
Mahkemede akademik kadro ilanı iptali için deliller nelerdir?
Yukarıda belirtilen hukuki yolların bir sonucu olarak elbette her müddei iddiası ispatla mükellef olacağından üniversitenin yayınlamış olduğu kadro ilan şartlarının adil olmadığı, hukuka ve mevzuata aykırı olduğu veya kişiye özel olduğu iddiasında bulunan başvuramayan adaylar bu iddialarını somut delillerle desteklemelidirler. Bu noktada deliller bakımından özellikle kişiye özel ilanlarda ilanın hitap ettiği şahsın akademik özgeçmişi ile ilan şartlarının benzeşik örüntüsü ortaya konulması, yine kişiye özel ilanlarda ilanın muhatap aldığı şahsın, ilana çıkan üniversitenin mevcut kadrosuyla tanışıklığı, yakın ilişkisi ve alakası ortaya konulabilecektir.
Bununla beraber yargılama safhasında mahkemenin sunulan delillere ve mevcut somut duruma göre bilirkişi incelemesi yaptırması ihtimali göz önüne alındığında yargılama da önemli bir delil niteliği taşıyan bilirkişi raporunun esaslı bir delil olacağı söylenebilecektir. Bilirkişiler tarafından kanunda öngörülen üniversitelerin ek koşul koyabilme şartı olan münhasıran bilimsel kaliteyi artırmak amacına yönelik olup olmadığı ve bilim disiplinleri arasındaki farklılıkları da göz önünde bulundurarak, objektif ve denetlenebilir nitelikte ek koşullar olup olmadığı noktasında inceleme yaparak şartta yer verilen tanıma uyan ne kadar akademisyen bulunabileceği ve şartların belirli bir kişiye yönelik tanım içerip içermediği noktasında inceleme yapmaktadır. Başkaca delillerin varlığı uzman bir avukattan alınacak hukuki danışmanlık ve yardımla tespit edilerek yönlendirilebilecek olup destek için iletişime geçilebilecektir.
Akademik kadro ilanının iptali davası kazanılırsa süreç nasıl ilerler?
Yukarıda izah edilmiş olduğu üzere akademik kadro ilanı idarenin tesis etmiş olduğu idari bir işlem olup bu işleme karşı iptal davası açılabilecektir. Açılacak olan bu davanın kazanılması durumunda mahkeme kararıyla işlemin talep halinde öncelikle yürütmesinin durdurulması ve akabinde iptali mümkün olabilecektir. Mahkemenin vermiş olduğu iptal kararı idareyi bağlayıcı bir işlem olup bu durumda iptal davasının bir sonucu olarak idari işlem ortadan kalkacak ve sonuçları da ortadan kalkacaktır. Bu durumda mahkemenin işlemi iptal etmekle davalı kurumun yerine geçerek nasıl bir ilan yayınlaması gerektiği vb. konularda yol gösterici olması beklenemeyecek olup Anayasa’nın ilgili hükmü doğrultusunda hukuki de olmayacaktır. Nitekim bu yönde bir değerlendirmenin varlığı alınan kararın kaldırılması için bir gerekçe oluşturur.
İlanın iptalinin bir neticesi olarak; mevcut işlem niteliği olan ilan kaldırılacağından yalnızca davayı açan değil menfaati bulunan tüm adaylar bakımından sonuç doğuracaktır. Belki de iptal davasının en önemli neticelerinden biri olarak iptal edilen işlem ilk tarihinden itibaren ortadan kalkar ve karar geriye yürüyerek hiç yapılmamış gibi hüküm ve sonuç doğuracaktır.
Davalı kurum bakımından kararın uygulanması için 30 günlük yasal süre belirlenmiş olup bu süre içerisinde uygulamaması halinde kuruma başvuru yapılarak ayrı bir işlem tesisi sağlanabilecektir. Davalı kurumun mahkeme kararına uymamak gibi bir seçeneği olmayıp mahkeme karar idareyi bağlayıcı niteliktedir.
Üniversite hukuka aykırı işlemin iptalinden sonra mevzuata uygun olarak yeni bir kadro ilanına çıkabilecek olup bu anlamda adaylar yeni açıklanan kadro ilanına başvuruda bulunabilecektir.
Akademik kadro ilanının iptali davası açılması halinde dava devam ederken kadroya atama yapılabilir mi?
Öncelikle ifade edilmelidir ki herhangi bir idari işlemin mahkeme kararıyla hukuka aykırı olduğu ortaya konulmadığı müddetçe hukuka uygunluk karinesinden yararlanılacaktır. Bu nedenle mevcut kadro ilanı işlemi bakımından da açılan davada alınacak herhangi bir mahkeme kararı (yürütmenin durdurulması yahut iptal olabilir) olmadığı müddetçe idari işlem geçerliliğini sürdüreceğinden dolayı kadroya bir atama yapılabilecektir. Bu durumda açılan ilan neticesinde hukuka aykırı olduğu yönünde bir yargı kararı alınana kadar ilan neticesinde başvuran adayın ataması gerçekleşebilecek ve kadro sahibi olabilecektir.
Öncelikle genellikle idari yargılama süreci çok uzun zaman alan yargılamalar olmadığı ve davalı kurum mevcut böyle bir davanın açıldığından ve taraf sıfatı kazandığından haberdar olması sebebiyle kişiye özel açılan ilana atama yapmayabilecek olup yine de bu şekilde bir atama yapılmış olması durumunda iptal kararı işleme dayanılarak yapılan işlemler hükümsüz hale gelecek ve doğurduğu tüm etki ve sonuçlar da ortadan kalkacaktır. Yani bir başka deyişle yerine atanan adayın ataması da geçersiz hale gelecektir. Bu yönde alınmış Danıştay 8. Dairesi’nin 06.07.2018 tarihli kararında; “…Bu durumda, 26/12/2013 tarihli ulusal bir gazetede yayınlanan ve Marmara Üniversitesi Rektörlüğü’nce Diş Hekimliği Fakültesi, Diş Hekimliği Klinik Bilimleri Ağız, Diş ve Çene Cerrahisi Anabilim Dalı’na bir adet Yardımcı Doçent ataması yapılmasına yönelik ilanın iptal edilmesi nedeniyle, hukuka aykırılığı Mahkeme kararı ile tespit edilerek iptal edilen ilan esas alınarak yapılan atama işleminin de iptal edilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmaktadır.” İfadeleriyle atama işleminin de iptal edileceği ortaya konulmuştur.
Ancak istisnai nitelikte bir örnek verilebilecekse; herhangi bir menfaati olan adayın açmış olduğu dava neticesinde değil de idarenin kendi yapmış olduğu atama işleminde hukuka uygunluk görmemesi sebebiyle atama işlemini geri alması durumunda idarenin işlemini süre kaydı aranmaksızın geri alması mümkün ise de söz konusu işlemin mevzuata uygunluğundan idarenin sorumlu olduğu, başvuran adayın ise ilan edilen koşulları taşıdığını varsayarak gerek ilanın yapılmasında, gerekse alınacak öğretim görevlisinde aranacak özel koşulların belirlenmesinde katkısı, etkisi olmadığı gibi idareyi yanılttığı, işlem tesisinde hatası, hilesi olduğu yönünde bir saptaması olmadığında atanmasında hata bulunduğundan bahisle işlemin geri alınması mümkün olmayacaktır. Nitekim bu durum hukuki güvenlik ve belirlilik ilkelerinin bir gerekliliği olup Danıştay 8. Dairesi’nin kararına konu olmuş bir olaydır.